{ "title": "Kornea Kalınlığı", "image": "https://www.kornea.gen.tr/images/Kornea-Kalinligi-64648.jpg", "date": "21.01.2024 16:23:57", "author": "Remziye Turan", "article": [ { "article": "Kornea kalınlığı, kornea dokusunun iltihaplanmasından meydana geldiği bildirilmiştir. Gözün ön kısmında bulunan kornea ışığa odaklanmayı ve gözü dış etkenlerden korumaya gözün eğimli saydamlığını sağlayan bir çeşit koruyucudur. Korneanın en büyük görevi saydam göz tabakasını nemlendirmesidir. Saydam olan doğal yapısı sayesinde keratit nedeniyle gözler bulanıklaşabilir hatta inceleyebilir veya delinebilir. Keratitin belirtileri gözde batma, görmede bulanıklık gözlerde kızarıklık ve gözlerde beyaz leke olabilir. Keratit virüs ve bakteri virüsü mantar keratiti olmak üzere birkaç çeşit göz mantarı bulunur. Bu tür göz mantarları genelde romatizmal hastalıklara bağlı olarak görülen ve sıklıkla hijyen koşullarına dikkat etmeyen ve lens kullanan kişilerde daha fazla görülür. Gözyaşı film tabakası yeteri kadar nemlendirilmiyorsa kornea dokusunun saydamlığı kişilerde hayati önem taşıyan bir unsurdur. Kornea kalınlığı bazı insanlarda doğumsal ve genetik olabildiği bildirilmektedir.

Kornea kalınlığı nedir neden olur?

Kornea kalınlığınızın olup olmadığını tespit etmek için ilk önce göz hekimi tarafından muayene olmanız gerekir. Göz doktorları gözdeki kornea morfolojisi ve fonksiyonlarını değerlendirmek için bazı farklı cihazlar kullanırlar. Bu cihazlardan bazıları biyomikroskopi, keratometri, takografi pakimetri, speküler, mikroskopi, esteziometri gibi birçok muayene yöntemi bulunmaktadır ve son olarak korneanın boyanarak muayenesi sağlanır. Korneanın sivrileşme incelmesi sonucunda oluşan göz hastalığı en fazla gençlerde görülmektedir. Çünkü çok uzun süre bilgisayar telefon ekranlarına baktıkları için göz kuruluğu oluşmaktadır. Bu durumu az da olsa önlemek için arada bir mola vermek ve gün arasında sık sık gözleri kırmak gerekir. Çevresel faktörler sebebiyle oluşan hastalık geç teşhisi edilirse kişiye kornea nakli gerekebilir. Bilhassa sıcak toz ve alerjilerinin yoğun olduğu yerlerde sıkça rastlanılan keratakonus hastalığı gözlerdeki korneanın öne doğru çıkarak sivrileşmesini ve incelemesini sağlar. Bunun sonucunda 15-30 yaşlar arasında daha fazla genç insanlarda kornea kalınlığı görülür. Ülkemizde en sık Güneydoğu Akdeniz sahillerinde ve doğu Anadolu bölgesinde daha fazla kornea kalınlığı görülmektedir. Daha fazla çevresel faktörlerden oluşan bu durum tozlu ortamlarda sürekli gözler oluşturulduğu için korneaya zarar verilerek çizilmesine neden olmaktadır.

Kornea kalınlığında gözlüğün etkisi nedir?

Kornea kalınlığı kırklı yaşlara kadar ilerlemesinin sürdürür ve daha sonrasında yavaşlayarak durduğu söylenmektedir. Bu hastalığın gelişmesinde alerjik göz hastalıkları sık görülmektedir. Genelde miyop ve astigmat göz tembelliği ile karıştırılabilen kornea kalınlığı hastalığın tanısının gecikmesine neden olur. Genetik yatkınlığı olan insanların çocuklarında yüzde 7 oranında kornea kalınlığı görülme ihtimali vardır. Bu tür kornea kalınlığı olan insanların gözlük taktıkları halde hiçbir faydasını görmedikleri söylenmiştir.

Kornea kalınlığının tedavisi nasıldır?

Kornea kalınlığı olan hastaların ilk önce ameliyatsız takip ve tedavi süreçleri başlanmalıdır ve Daha sonrasında gözlere kortizon içermeyen uygun damla kullanılması gerekir. Ayrıca suni gözyaşı kullanılması kornea kalınlığının yüzde 70 civarlarında ilerlemesinin durduğu bildirilmiştir. Ayrıca keratokoninin ilerlemesini durduran çok farklı ultraviyole ışınları tedavisi kullanılmaktadır. Bu tedavi uygulamak için sarı renkli riboflavin B2 vitamini damlası gözlere konarak emmesi sağlanır ve bu şekilde hastaların gözlerinde yüzde 80 oranında fayda sağlayarak kornea kalınlığı ilerlemesi azalır.
" } ] }